Sosyal Medya

Makale

‘Silahsız güçler’ ‘silahlı çete’yi tepelese de ‘yeniçerilik hastalığı’, hâlâ da...

YeniçeriliÄŸin miladî-1826 yılında kaldırılmasının üzerinden tam 190 yıl geçti. 
Bir zamanlar dünyanın en güçlü askerî kurumu sayılan yeniçeriliÄŸin, sosyal bünyemize tebelleÅŸ olan bir belâya dönüşmesi dolayısiyle, PadiÅŸah 2. Mahmûd zamanında, Ulemâ’nın fetvsıyla, Saray’ın iradesi birleÅŸmiÅŸ ve Yeniçeri kışlaları topa tutularak o kuruma son verilmek zorunda kalınmıştı. 

Yeniçerilik, evet, kurum olarak kaldırıldı... Ama, onun zihniyeti, bir yeniçerilik hastalığı denilmeyi hak edecek tarzda, hâlâ berdevam..

Tamam, ordu yıpranmasın; çünkü vazgeçilmez olarak muhtaç olduÄŸumuz, olmazsa olmaz bir kurum, bir savunma mekanizması... Ama, bu güç odağı hele de son 200 yıla yakın bir süredir, içinden çıktığı halkı ve üzerinde yaÅŸadığı ülkeyi, yabancı ideolojilerin ve ÅŸeytanî güç odaklarının adına esir almaya ve iÅŸgal etmeye yeltenmiÅŸtir, hep.. 

***

Bu bakımdan, 100’den fazlası general olan onbini aÅŸkın subayın tutuklanmasına raÄŸmen, konunun sadece, ‘Fetö’ diye anılan bir silahlı terör örgütü diye, küçük bir grup olarak anılması kendimizi kandırmaya vesile olmamalıdır.

Asker elbisesi giymiÅŸ, general bile olmuÅŸ, bilgiyle mücehhez kiÅŸiler, parasıyla beslendikleri millete ihanet etmiÅŸler; milletin hayatının, namus ve ÅŸerefinin ve ülkesinin korunması için kendilerine emanet edilen silahları millete doÄŸrultmuÅŸlardır. 

***

DoÄŸrudur;  halüsinasyonlar içindeki Pennsylvania Åžeyhi’nin etrafında meydana gelen ve kısaca ‘Fetö’ diye anılan bir örgüt etrafındaki yapılanma ile, Yeniçerilik Hastalığı’na mübtelâ olanların iÅŸbirliÄŸi vardır; ama, o iÅŸbirliÄŸini o kadar büyütmeye gerek yok.. O iÅŸbirliÄŸi olmasa bile, iÅŸbu Yeniçeri Hastalığı’nın mübtelâları, hele de son  200 yıldır olduÄŸu gibi, yine baÅŸ belâmız olacaklardı..

Öyle bir güç odağı ki,  ‘Ordusu olan bir devlet deÄŸil, Devleti olan bir ordu’ görünümü vermeye hep öncelik tanıyıp; kendilerini millet ve devletin emrinde deÄŸil, millet ve devletin sahibi olarak görmüşlerdir. Ve, bu ‘silahlı çete’nin, Ã§aÄŸdaÅŸ  yeniçerilerin, ülke çapında nasıl örgütlendiÄŸi de bir daha görülmüştür. Evet, sütü bozuk olmayan kimseler hâlâ da vardır; ama, nice Ã§aÄŸdaÅŸ yeniçeriler yine de ordunun içindedirler.

Ne kadar hayıflanılsa yine de azdır ki, maalesef, bu kanserli hücrelerin, sadece ordunun deÄŸil, sosyal bünyenin her tarafına da sıçradığı metastas yaptığı görülmektedir.

Böyle bir örgütlenme tahmin ediliyor veya biliniyordu -ya da, bilinmeliydi-, ama bunun bu çapta büyük, geniÅŸ, etkin ve hemen bütün devlet kurumlarında ve en üst yetkililer arasında bile olduÄŸu tahmin edilemezdi. Nitekim, sadece asker kesiminden tutuklananların sayısı 10 bini buluyor.

***

Ve.. Åžu son 60 yıllık süre boyunca tezgâhlanan hiçbir darbe bu kadar barbarca, vahÅŸice olmamıştı. GeçmiÅŸteki darbeciler, halkı ilk planda fazla ürkütmeden netice almayı, kazı bağırtmadan yolmayı deniyorlar ve millet de kazığa daha sonra oturtulacağını ilk planda göremiyordu. Kanlı 15 Temmuz Saldırısı’nda ise darbeciler, milleti daha ilk andan dehÅŸete düşürmek için; en temel devlet kurumları ve güç odaklarını bombardımanlar altında ezmiÅŸlerdi.

***

Darbecilere karşı, gerçek bir lider bulduÄŸunun itminanı içindeki bir halkın, dipten gelen dalgalarıyla göğüslerini siper etmesi karşısında bütün emperyalistler-ÅŸeytanî güçler ve onların ideolojik yol arkadaÅŸları, çok mutsuz oldular. Onlar istiyorlardı ki, bu hengamede, Tayyib ErdoÄŸan, Türkiye’nin liderliÄŸinden veya hayattan kenara konulsundu.

Ama, silahsız halk güçlerinin, silahlı çetelere karşı, Tayyib ErdoÄŸan’ın liderliÄŸi altında ve sadece bu ülkede deÄŸil, dünyanın her bir yanındaki Müslüman kitlelerin de dua ve gözyaÅŸlarıyla saf tutmasının kadr’u kıymeti görülmeli ve bu kazanım korunmalıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.